Balkanlar
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
Ana Menü
 Kapı
 Indeks
 Üye Listesi
 Profil
 SSS
 Arama
Arama
 
 

Sonuç :
 


Rechercher çıkıntı araştırma

Giriş yap

Şifremi unuttum

En son konular
» Görev Verilen Arkadaşlar
Srebrenitza Katliamı EmptyPerş. Mayıs 27, 2010 2:39 am tarafından AhmetKIRIM

» Trakya ve Balkanlarda Bektaşilik
Srebrenitza Katliamı EmptyPtsi Mayıs 24, 2010 4:45 pm tarafından AhmetKIRIM

» Beşiktaş Defansı
Srebrenitza Katliamı EmptyPtsi Kas. 23, 2009 6:06 pm tarafından AhmetKIRIM

» Beşiktaş JK 3-0 Fenerbahçe SK
Srebrenitza Katliamı EmptyPtsi Kas. 23, 2009 5:51 pm tarafından AhmetKIRIM

» Srebrenitza Katliamı
Srebrenitza Katliamı EmptyCuma Kas. 20, 2009 10:40 pm tarafından AhmetKIRIM

» En güzel Balkan türküsü
Srebrenitza Katliamı EmptyÇarş. Ekim 28, 2009 11:02 pm tarafından AhmetKIRIM

» Batı Trakya Türk Cumhuriyeti
Srebrenitza Katliamı EmptyÇarş. Ekim 28, 2009 10:49 pm tarafından AhmetKIRIM

» Bölüm Hakkında
Srebrenitza Katliamı EmptyPtsi Ekim 26, 2009 7:55 pm tarafından admin

» Bosna-Hersek
Srebrenitza Katliamı EmptyC.tesi Ekim 17, 2009 5:28 pm tarafından ŞİPTAR

Kimler hatta?
Toplam 19 kullanıcı online :: 0 Kayıtlı, 0 Gizli ve 19 Misafir

Yok

[ Bütün listeye bak ]


Sitede bugüne kadar en çok 19 kişi C.tesi Ekim 05, 2024 8:27 am tarihinde online oldu.
Istatistikler
Toplam 8 kayıtlı kullanıcımız var
Son kaydolan kullanıcımız: Kalinka

Kullanıcılarımız toplam 45 mesaj attılar bunda 25 konu

Srebrenitza Katliamı

Aşağa gitmek

Srebrenitza Katliamı Empty Srebrenitza Katliamı

Mesaj  AhmetKIRIM Cuma Kas. 20, 2009 10:28 pm

Srebrenica Katliamı ya da Srebrenica Soykırımı Temmuz 1995'te yaşanan ve en az 8.300 Boşnak'ın ölümüne sabep olan Bosna-Hersek'in Srebrenica kentinde Sırp Cumhuriyeti Ordusu Genelkurmay Başkanı Ratko Mladiç komutasindaki birlikler tarafından gerçekleştirilen katliam.

Katliamda bir kısım 13-77 yaş arası erkeklerin da öldürüldüğü, belgelerle kanıtlanmıştır. Sırp Cumhuriyeti Ordusu (VRS; Vojska Republike Srpske)'nun dışında katliama "Akrepler" (Шкорпиони) olarak tanınan Sırbistan özel güvenlik güçleri de katılmıştır. Birleşmiş Milletler Srebrenica'yı güvenli bölge ilan etmiş olmasına karşın 400 silahlı Hollanda barışgücü askerinin varlığı katliamı önle(ye)memiştir.

Srebrenica Katliamı II. Dünya Savaşı'ndan bu yana Avrupa'da gerçekleşmiş en büyük toplu insan kıyımı olması ve Avrupa'daki hukuksal olarak ilk kez belgelenmiş soykırım olması açısından da önem taşır.

Tarihsel Geri Plan

1990’daki Yugoslavya nüfus sayımlarına göre 5.736 nüfusluk Srebrenica kenti yüzde 63.92 oranında Boşnak çoğunluğa sahipken Sırplar sadece yüzde 28.4’sini oluşturuyordu. 2.441 nüfusluk Jepa kenti ise 2.330 Boşnak'ı, 103 Sırp'ı ve 8 Yugoslav'ı oluşturuyordu.

18 Nisan 1992'de Srebrenicalı Sırp milisi Srebrenica'yı ele geçirip Müslüman milisini silahsızlandırdı. Bunun üzerine Miloşeviç’in eski korumalarından Nasır Oriç, İslami köktendinci gençlerden oluşan sözde askeri birliği kurdu. Sonrasında Srebrenica'nın çevresi, şiddetli çatışmalar aralıksız devam edilmiş bölge haline geldi. 6 Mayıs gününde İslamcılar Blječeva ve Gniona köyleri yakıp yıktı. 8 Mayıs gününde ise Srebrenicalı Sırp lideri Goran Zekiç pusuya düşüp öldürüldü. 9 Mayıs 1992'te, Boşnak kuvvetleri Srebrenica'yı girdikten sonra bütün Srebrenicalı Sırplar panik içerisinde Bratunaç'a kaçtılar. (10-13 Mayıs Sırplar misilleme olarak Müslümanları Bratunaç'tan dışarı attılar). Artık 'temizlenmiş' Srebrenica bir 'İslamcı ocağı'na dönüştü. Üç yıl boyunca Nasır Oriç'in 'askerleri', uluslararası toplumun tepkisizliğinden istifade ederek Sırp köylerine saldırdılar.

İngiliz gazeteci Joan Phillips, Nisan 1992-Mayıs 1993 arasındaki Naser Oriç tarafından düzenlenen saldırılarda 1.200 Sırp'ın hayatını kaybedildiğini, 3.000'in yaralandığını ve 14.400'ün sürüldüğünü söylemektedir. Sırp kaynaklarına göre 1992-1995'de Boşnak komutan Naser Oriç komutasında Srebrenica civarındaki 3.227 Sırpın katledildiği ve 50'den fazla Sırp köyün ateşe verildiği, ama aynı Oriç Lahey mahkemesinde yargılanmış ve beraat etmiştir. Lahey mahkemesi Oriç'le ilgili "emrinde bulunan askerlerin kontrolünü sağlayamadığı"na dair aklayıcı bir karara vardı. Oriç'in avukatları Sırp köylerine yapılan askeri hareketin meşru olduğunu, saldırıların stratejik ve askeri kararlar neticesinde yapıldığını ve Srebrenica'da aç kalan Müslümanlara yemek sağlamak için yapıldığını iddia ederek savunmada bulundu.

Savaş başladıktan sonra Bosnalı Sırplar İkinci Dünya Savaşı sırasında yapılan soykırımların tekrar edilmesinden korkarak, Kuzey Podrinje ve Sırp Hersek'i arasında güvenli bir iletişim aracı oluşturmak için etnik arındırma çalışmalarına başladılar. Vlasenica, Brutunaç, Zvornik, Foça, Rogatitsa, Podromaniya ve Han-Pjesak gibi komşu bölgelerden kaçan on binlerce Boşnak Srebrenica bölgesinin nüfusu 60.000’e (kentin nüfusu 25.000'e) kadar, Jepa'nın nüfusu ise 12.000’e kadar yükselmişti.

Ayrıca, Srebrenica güneyindeki boksit ocakları da Zvornik Alüminyum Fabrikası'nın tek geçim kaynağıydı. Boşnaklar'ın Srebrenica'yı ele geçirmelerinden sonra, Zvornik fabrikası boş boş durur ve Sırplar büyük zarar görürdü.
AhmetKIRIM
AhmetKIRIM
Administrator
Administrator

Erkek Kayıt tarihi : 30/09/09
Mesaj Sayısı : 36

http://www.kapali.yetkinforum.com

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Srebrenitza Katliamı Empty Geri: Srebrenitza Katliamı

Mesaj  AhmetKIRIM Cuma Kas. 20, 2009 10:30 pm

Aralık 1992 - Mayıs 1993 olayları. Srebrenica ve Jepa "güvenli bölgeleri"

Mayıs-Aralık arasında Naser Oriç ve adamları tarafından 40 Sırp köyü baskına uğradı. 1992 Aralık ayında Naser Oriç, Srebrenica'nın kuzey-batısında Sırpların elindeki bölgelere karşı saldırıya geçti. 14-15 Aralık tarihlerinde Loznica, Bjelovac ve Sikirić köyleri toptan imha edildi. 24 Aralık'ta İslamcılar, Kravica-Bratunaç yolun kesimi ve Glogova tepeleri tuttu. 7 Ocak 1993 tarihinde ise, Kravica ve Šiljkovići köyleri, Sırplar en önemli Sırp bayramlarından biri olan Noel yortusu kutlarken Boşnak kuvvetlerinin baskınına uğradı. Hain saldırı sonucunda 30 Sırp'ın öldürüldüğü , yaklaşık 1.000'in ise köylerinden sürüldüğü belirtiliyor. Sırp köyü yakıldığında, Oriç buradan da Cerska-Kamenica bölgesinde bulunan Ferid Hociç'in müfrezesine askerlerinin bir kısmını göndererek Boşnak kuvvetlerini birleştirdi. Srebrenica’nın etrafındaki "Sırplardan arındırılmış" çember gittikçe genişletilmesine rağmen gerekli önlemleri almayan BM’nun tavrı İslâmcı güçleri cesaretlendiriyordu. Boşnak ordusu doğu-güneyine doğru hızla ilerlerdi, Ćosići ve Kusići köyleri yakıp yıktı ve Sırbistan'ın sınırında bulunan Skelani köyüne baskın yaptı. Sırp milisi, üye sayısının az olması nedeniyle başarısız oldu. Sırp siviller Sırbistan'a tek köprü üzerinden kaçmaya, Drina nehrinden yüzerek geçmeye çalışırken Boşnaklar tarafından ateşe tutuldular. Skelani'ye baskın sonucu 65 Sırp öldürüldü veya suda boğuldu, 165 kişi de yaralandı. Tutsak aldığı 30 Sırp'a kötü muamelede bulunuyordu.

On gün içinde, Boşnaklar, Drina nehrinin batı kıyısında hakim durumdaydılar. Perućac hidroelektrik santralı ile Sırbistan'da bulunan Ljubovija ve Bajina Bašta kentleri üzerine havan toplarıyla ateş ediliyordu. Sırplar, İslâmcıların saldırılarını devam ettirmesi durumunda buna yanıt vermeye ve orduyu Skelani'ye kaydırmaya zorunda kaldı. 26-30 Ocak çatışmalarda İslâmcı kuvvetleri Sırbistan sınırından geri atıldı. Ocak ayı sonunda Skelani'de başlayan büyük taarruz ile açılmış ve Şubat ayında Bratunaç ile Potoçari'ye hakim 773 metrelik Çauş tepesi, Kamenica, Bjelovac ve Sikirić köylerinin Boşnak işgalinden kurtarılmasıyla sonuçlanmıştı. Kamenica ve çevresinde bulunan toplu mezarlar, parçalanmış cesetler ve işkence izleriyle dolu cesetler yabancı gazetecilere gösterilmiştir. Fakat Batı medya, bu olay karşısında suskunluğa gömülüp Sırpların Şeytanlaştırılması kampanyası sürdürdü.

27 Şubat'ta batıdan diğeri güneyden olmak üzere iki müfreze Çerska'ya hücum etti. 28 Şubat'ta ABD Hercules uçakları tarafından Doğu Bosna'ya havadan gıda ve ilaç atılması kararının uygulanmasına başlandığı, ancak yardım paketlerinin Çerska'yı ele geçiren Sırplara ulaştığı kaydedildi. ArBiH ve Boşnak mülteci Çerska'dan 7 kilometre uzaklıktaki Konyeviç Polye'ye çekildi. O dönemde Çerska'nın düşmesi, Batılı ülkeler tarafından "Müslümanları kurtarmak"ta olduğunun işareti olarak algılandı. (İlginçtir ki, Naser Oriç'in Sırp köylerini toptan imha ettiği veya Sırbistan'da bulunan kentler üzerine ateş ettiği günlerde, Batı İslâmcı saldırısına göz yumuyordu.) 5-9 Mart'ta Bosna BM Gücü Komutanı Philippe Morillon, Srebrenica'ya giderken Çerska ve Konyeviç Polye'ye de uğradı. 9-15 Mart'ta Srebrenica'da bulunan Philipe Morillon, burada yaşayan insanlarla dayanışmasını göstermek için şehirde kalacağını açıklayarak, "Sizi asla yalnız bırakmayacağım!" ifadesini kullandı ve Sırpların ateşi kesmesini istedi. Bu arada, Sırplar Konyeviç Polye'yi kıskaç içine alıp İslâmcı'yı bozguna uğrattı ve Bratunaç-Konyeviç Polye karayolu boyunca köyleri kurtardı. 15 Mart'ta Philippe Morillon, Sırp Cumhuriyeti Ordusu Genelkurmaybaşkanı Manoylo Milovanoviç ile yaptığı görüşmede, Srebrenica'da ateşkes için söz aldığını açıklarken, Sırplar da yardım konvoyuna izin verdiler.

18 Mart'ta Bosna-Hersek hükümeti, ülkenin doğusunda Srebrenica'da, yaşanan drama çözüm bulunması için BM Güvenlik Konseyi'ni acil olarak toplantıya çağırdı. Barış görüşmeleri için New York'ta bulunan Bosna-Hersek Cumhurbaşkanı Aliya İzzetbegoviç de, görüşmelerden çekildiğini açıkladı. İzzetbegoviç, "Bu görüşmeleri kesiyoruz anlamına gelmesin. Otellerimizde kalacağız ve Sırpların insanları öldürmeyi durdurmalarını bekleyeceğiz" dedi. 19 Mart'ta Aliya İzzetbegoviç, New York'ta yaptığı açıklamada, New York'ta başlayan barış görüşmelerine Sırp saldırıları kesin bir şekilde durmadıkça iştirak etmeyeceğini bildirdi. (25 Mart'ta Aliya İzzetbegoviç, Radovan Karaciç ve Mate Boban, New York'ta sürdürülen barış görüşmeleri çerçevesinde, bir araya gelerek üçlü bir görüşme yaptılar).

20 Mart'ta Sırp kuşatması altındaki Srebrenica kentine gece girmeyi başaran yardım konvoyunun, kadın, çocuk ve yaralıyı alarak kentten ayrıldı ve ertesi günde yaklaşık 600 sivili taşıyan 19 araçlık BM konvoyunun Tuzla kentine vardı. Bundan sonra, Ratko Mladiç komutasındaki Bosna Sırp ordusu, Srebrenica'ya saldırı tekrar başlayıp Kraglivoda köyü ve 900 metrelik Osmaçe tepesini ele geçirdiler. 26 Marta doğru Srebrenica'dan cephe hattı 5-7 kilometre bulunuyordu. 26 Mart günü Eski Yugoslavya'daki UNPROFOR Komutanı General Lars-Erik Walhgren ile Bosna-Hersek'teki UNPROFOR Komutanı General Philippe Morillon, Belgrad'da Bosnalı Sırpların Başkomutanı General Radko Mladiç ile görüştüler. General Walhgren görüşmeden sonra yaptığı açıklamada, Sırp komutanının yarın saat 12.00'den başlayarak ateşkes ilan ettiğini ve ateşkesin yanısıra, Srebrenica'ya gitmek için bekleyen 20 kamyonluk yardım konvoyunun yoluna devam etmesi için izin verdiğini de bildirdi. 26 Mart günü de ABD Başkanı Bill Clinton, Beyaz Saray'da Aliya İzzetbegoviç ile görüştü. Bill Clinton Aliya İzzetbegoviç'e, Batı Avrupa ülkelerinin Boşnakları desteklemeye razı edilmesi için, Bill Clinton ve Helmut Kohl'ün çabalarının yoğunlaştırılacağını söylemiştir.

29 Mart günü de Alman, Amerikan ve Fransız uçakları tarafından Srebrenica'ya 3,5 ton yiyecek atıldı. Bu arada UNHCR görevlileri 60.000 kişinin yaşadığı şehri boşaltmanın planını yapmaya koyuldular. Her gün 20 boş kamyon gönderilerek 1000 kişinin şehri boşaltmasının hesabı yapıldı, bu harekât işi 40–60 gün arasında bitirilecekti. Ancak tahliye edilen kişi sayısı 9.000'e ulaşırken Srebrenica'dan sivilin tahliyesine Müslüman komutanlar tarafından, "Sırpların etnik temizlik politikasına yardımcı olacağı" gerekçesiyle izin verilmemesi nedeniyle, BM Mülteciler Yüksek Komiserliği şehre yardım göndermeyi durdurdu.

30 Mart günü Sırplar Naser Oriç'in 48 saat içinde kayıtsız şartsız teslimini istediler. Sırp görüşmeci albay Dragutin İliç, Bratunaç'ta UNHCR görevli ile yaptıkları görüşme sırasında, "Ya onları direnmekten vazgeçirip siz hepsini şehir dışına çıkaracaksınız, ya da biz şehri iki gün içinde alacağız" dedi.

3 Mart günü Batı medya tarafından, Bosna-Hersek üzerinde ilan edilen uçuşa yasak bölge kararının ihlal edildiği ve Srebrenica yakınındaki Müslüman mevzilerinin uçaklarca sürekli olarak bombalandığı bildirildi. Bu nedenle 19 Mart günü BM Güvenlik Konseyi'nde, Bosna-Hersek üzerindeki uçuş yasağının ihlal edilmesi durumunda güç kullanılmasını öngören karar tasarısı üzerinde anlaşma sağlandı. 31 Mart 1993'te ABD'nin baskısı altında bulunan BM GK'i, 816 no'lu kararıyla NATO'ya tüm Sırp uçakları vurmaya izni verdi.

1 Nisan günü Sırplar, şiddetli topçu ateşi açılması ile Skenderoviçi ve Zeleni Yadar'a yönelik saldırıları sürdürdüler. 6 Nisan günü Bahreyn'de bulunan Aliya İzzetbegoviç, Saraybosna Radyosu'ndan uydu bağlantısı ile yaptığı konuşmada, Sırp kuşatması altında bulunan Srebrenica'daki durumu çok kritik olarak niteledi ve "Artık günlerin değil, dakikaların sayılı olduğunu" söyledi. Öte yandan, İslam Konferansı Örgütü, BM'ye başvuruda bulunarak, Srebrenica'nın kurtarılması için somut önlemler alınmasını istedi.

12 Nisan saat 12.00'de BM 816 no'lu kararı uyarınca NATO'ya bağlı savaş uçakları Deny Flight (Uçuş Yasağı) Harekatı başlattı. Aynı gün de UNHCR Sözcüsü John McMillan, Srebrenica'ya Sırp birliklerinin açtıkları yoğun top ateşi sonucu 15'i çocuk, 56 kişinin öldüğünü 73 kişinin de yaralandığını açıkladı.

14 Nisan gecesi Sırplar savunma hatlarını güneyden ve doğudan yarmayı başardılar. Şehrin güneyindeki Zeleni Yadar köyünü ele geçirdiler. Savunma hatlarının yarıldığı ve Srebrenitsa'nın teslim olacağı haberi Saraybosna'ya ulaştırıldı.

16 Nisan günü BM Barış Gücü'nün Zagreb'deki bürosu tarafından yapılan açıklamada, Barış Gücü Komutanı General Lars-Eric Wahlgren'in Slobodan Miloşeviç ve Radovan Karaciç ile görüştüğü belirtildi. Açıklamada, "General Wahlgren, İkinci Kanada Taburu'na Tuzla'dan acilen hareket etme ve yarın Srebrenica'ya girme talimatı verdi" denildi. BM Sözcüsü Joe Silis de New York'ta yaptığı açıklamada, Miloşeviç'in BM yetkilileri ile temas kurarak Bosna'daki Barış Gücü askerlerinin Srebrenica'ya gönderilmesini istediğini bildirdi. Srebrenica'da bulunan Hans Wens adlı bir insani yardım görevlisi, Tuzla kentine gönderdiği radyo mesajında "Srebrenica da artık her şey bitti. Hiçbir umut kalmadı, halk dehşet içinde, insanlar ne yapacaklarını bilmiyorlar" dedi. Bunun üzerine Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi, Sırp öncü birliklerinin kuşattığı Srebrenica kenti ve çevresinde "güvenli bölge" oluşturulmasını kararlaştırdı ve Sırp birliklerinin bölgeden derhal çekilmesini istedi.

17 Nisan günü BM Güvenlik Konseyi, Yugoslavya Federal Cumhuriyeti'ne karşı uygulanan yaptırımların sertleştirilmesini kararlaştırdı. Güvenlik Konseyi, aldığı 820 sayılı kararında; Bosna-Hersek'in toprak bütünlüğünü, egemenliğini ve siyasi bağımsızlığını yeniden teyit etti, zor kullanılarak toprak gaspedilmesi ile etnik temizlik kampanyasının kabul edilemez olduğu ve Bosna'daki sivillerin karşı karşıya bulunduğu durumun derin bir kaygıya yol açtığı vurgulanan kararda, Yugoslavya ile Bosna ve Hırvatistan'da Sırpların elindeki bölgelerde, daha önce alınan BM Güvenlik Konseyi kararlarının ihlalleri anlamına gelen tüm faaliyetler kınandı. 18 Nisan günü Ratko Mladiç ile Sefer Haliloviç'in, BM Koruma Gücü Komutam General Lars-Eric Walhgren eşliğinde Saraybosna Havaalanındaki tarafsız bölgede bir araya geldikleri ve Sırp kuşatması altındaki Srebrenica için ateşkes anlaşması imzaladılar.

Bundan sonra Srebrenica'dan helikopterlerle ağır yaralıların tahliyesi başlandı. Sırp Komutan General Ratko Mladiç yaptığı açıklamada, Müslüman askerlerin silahlarının Srebrenica'da imha edilmesini ve Müslümanların tanktan bıçağa kadar ellerindeki silahları teslim etmelerini istedi. Müslümanların elindeki obüsler ve 300 hafif silah BM Barış Gücü tarafından "Güvenlik Konseyi`nin 819 numaralı kararını yerine getirme" gerekçesiyle toplanmış ve Potoçari bir üssüne yerleştirilmişti. BM Koruma Gücü Sözcüsü Barry Frewer yaptığı açıklamada, Müslümanların ateşkes anlaşması uyarınca ağır silahlarını teslim ettiklerini, ancak Sırpların olabir saldırısına karşı Srebrenica'da bulunan Kanada birliğinin Müslümanları savunacağını söyledi. Öte yandan, VRS Genelkurmaybaşkanı Manoylo Milovanoviç de yaptığı açıklamada, Srebrenica'daki Müslümanların, ellerindeki silahları BM Koruma Gûcü'ne devrini öngören anlaşmayı ihlal ettiklerini ileri sürerek, "Müslümanlar çoğunluğu eskimiş, kullanılmaz durumda olan küçük çaptaki silahlarını BM Gûcü'ne verdi" ifadesini kullandı.

Bosna'daki BM Kuvvetleri'nin Komutanı Philippe Morillon, Srebrenica'da güvenliği sağladıklarını belirterek "Sırplar, bundan sonra Srebrenica'ya ateş açarlarsa bütün dünyaya saldırmış olacaklardır" dedi. Öte yandan, İngiltere Hükümeti, Srebrenica kentini savunma görevini üstlenen BM gücüne bağlı 139 Kanadalı askeri, güç durumda kaldıklarında kurtarmak için gerekirse kuvvet kullanabileceğini açıkladı. (1994 Şubat ayında Kanadalı UNPROFOR askerilerinin yerine Dutchbat'ı geçirdiler.)

Mayıs Ayı başında, Sırplar, Jepa bölgesini ele geçirmeye ve Han-Pjesak'taki VRS karargâhını güvenlik altına almaya çalıştı. Jepa'nın düşmesi olacağı haberinin New-York'a ulaştırıldığı zaman uluslararası toplum yine Müslümanların imdadına yetişti. 6 Mayıs 1993’teki olağanüstü toplantısında almış olduğu 824 no’lu kararlarıyla BM Güvenlik Konseyi, Saraybosna, Tuzla, Jepa, Gorajde ve Bihaç ile birlikte Srebrenica’yı da güvenli bölge ilân etti. Fransız General Philippe Morillon, Saraybosna'daki başkanlık konutunda Aliya İzzetbegoviç ile görüşerek Jepa'yı kurtaracağına dair söz verdi. Sırplar, "silahsızlandırma anlaşması"nı kabul etmek zorundaydılar. Ancak, Jepa "güvenli bölgesi" de Srebrenica "güvenli bölgesi"nin gibi kağıt üzerinde kaldı.
AhmetKIRIM
AhmetKIRIM
Administrator
Administrator

Erkek Kayıt tarihi : 30/09/09
Mesaj Sayısı : 36

http://www.kapali.yetkinforum.com

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Srebrenitza Katliamı Empty Geri: Srebrenitza Katliamı

Mesaj  AhmetKIRIM Cuma Kas. 20, 2009 10:32 pm

Eylül 1993 olayları. Srebrenica katliamı ile ilgili komplo teorileri

8 Eylül 1993'te Aliya İzzetbegoviç yine Beyaz Saray`ı ziyaret etti. İzzetbegoviç, görüşmeden sonra yaptığı açıklamada, ABD Başkanı Clinton'a, Saraybosna kuşatmalarını kaldırmaları için Sırplara belli bir süre tanınması, bu süre sonunda kuşatma hala sürerse ABD'nin Sırp mevzilerini havadan vurması yolundaki isteklerini ilettiğini, ancak Başkan Clinton'un bu isteği kabul etmediğini bildirdi. ABD Başkanı Bill Clinton ise, ABD'nin Bosna'da tek başına hareket edemeyeceğini, ancak ülkenin üç etnik cumhuriyete bölünmesini öngören barış planının uygulanması için NATO çerçevesinde kara birlikleri gönderebileceklerini söyledi.

1992-1995'te Srebrenica polisi şefi olan Hakiya Meholiç'in Dani dergisine verdiği demece göre, 1993 yılı Eylül ayında Saraybosna’da katıldığı bir hükümet toplantısında Aliya İzzetbegoviç, NATO müdahalesinin ancak Bosna-Sırplarının Srebrenica’ya saldırması ve 5.000 Müslüman'ı öldürmeleri durumunda gerçekleşebileceğini açıkladı. Hakiya Meholiç, 22 Haziran 1998 tarihli Dani dergisine verdiği demeçte, 27-29 Eylül 1993'te Saraybosna’da geçtiği Boşnak Parlamentosu (Bošnjački Sabor) toplantısı ve Srebrenica ile Jepa heyetinin Saraybosna’ya gelişi hakkında çok şeyler anlattı. Demece göre, toplantının başlamasından önce, "Holiday Inn." otelinde katıldığı Srebrenicalı ve Jepalı Müslümanların liderleri ile görüşmede Aliya İzzetbegoviç, "Srebrenica ile Vogoşça'yı (Saraybosna'nın bir kısmı) takas etme" önerisinde bulundu. Daha sonra İzzetbegoviç, "Biliyor musunuz, 1993 Nisan ayında (Çerska ve Konyeviç Polye'nin düşmesinden sonra) Bill Clinton bana, NATO müdahalesinin ancak çetnik kuvvetleri Srebrenica’ya saldırıp orada en az 5.000 Müslüman'ı öldürürlerse mümkün olabileceğini söylemiştir" ifadesini kullandı.

Boşnak Parlamentosu'nda, Cenevre Barış Planı'nın kabul edilemeyeceği, ancak işgal altındaki topraklarının bir kısmının Sırplardan geri alınıp, gelecekte kurulması düşünülen Müslüman cumhuriyetine verilmesi koşuluyla onaylanabileceği kararı alındı. Boşnak Parlamentosu toplantısı bittikten sonra İzzetbegoviç Bosnalı heyetleri kabul etmiş, ancak belirsiz nedenlerle Boşnak lideri Srebrenicalı ve Jepalıların heyetini kabul etmeyip Srebrenica için bütün tekliflerini reddetmiş.
AhmetKIRIM
AhmetKIRIM
Administrator
Administrator

Erkek Kayıt tarihi : 30/09/09
Mesaj Sayısı : 36

http://www.kapali.yetkinforum.com

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Srebrenitza Katliamı Empty Geri: Srebrenitza Katliamı

Mesaj  AhmetKIRIM Cuma Kas. 20, 2009 10:36 pm

Srebrenica'nın düşmesinden önceki olaylar

1- Srebrenica ve Jepa kentleri, "silahtan arındırılmış bölgeler" olmasına rağmen, Naser Oriç'in 1 Ocak 1994'te kurduğu 8. Harekat Grubu (Komandа 8. operativne grupe "Srebrenica" Armije Republike Bosne i Hercegovine) ve 1995 başında yeniden düzenlediği Bosna-Hersek Ordusu 2. Kolordosu 28. Tümeni (28. divizija 2. korpusa Armije RBiH), Sırp köylerine saldırmayı, Sırp gıda konvoy ile yolcu otobüslerine pusu kurmayı ve Sırp ordusu mevzilerine havan saldırıları da sürdürdü. Zaten, Sırp kuşatması altındaki "güvenli bölgeler", savaş boyunca, hava üzerinden Tuzla ve Saraybosna'dan silâh, cephane ve sigara alabildiler. Rus askeri tarihçisi Aleksandr İonov, 1995 Ocak-Mayıs ayları arasında 300.000 fişek, 44 RPG-7 bombası, 6 havan (+60 havan mermisi), 100 AK-47 ve 50 telsiz Srebrenica'ya ulaştırıldığını söylemektedir. Radovan Karaciç'in verdiği bilgiler göre, 13 Şubat 1995'te Tuzla'dan 40 makineli tüfek helikopterle Jepa'ya, sonra Srebrenica'ya taşınmıştır. Bu nedenle, 1995 Mart ayında Karaciç Srebrenica ve Jepa'nın tamamen dış dünyadan koparılmasını emretti ve yardım konvoylarının bu kasabalara ulaşması engellendi. Sırp Cumhuriyeti Ordusu Genelkurmayı, Srebrenica ve Jepa'yı ele geçirmeye karar vermiş, hazırlıklarına başlamıştı.

2- # Genelkurmayı, Srebrenica ve Jepa'yı ele geçirmeye karar vermiş, hazırlıklarına başlamıştı.
# Bosna-Hersek hükümeti Sırpların savaş hazırlığı bilindiği halde saldırı öncesi Srebrenica'daki askerini gücünü oluşturan 28'nci Tümen'i başsız bırakmıştır. 16-17 Nisan 1995'te Naser Oriç, 28'nci Tümenin 17 subayı, 285'nci Jepa Tugayın Kurmaybaşkanı Ramo Çardakoviç ve 4 Jepalı subay, Zenica Askerî Subay Okulunda eğitim ve Saraybosna'da subay kursu eğitimi gerekçesiyle helikopterlerle Tuzla'ya nakledildi. Bosnalı Sırplar, Boşnaklara BM "koruması" altındaki Batı Slavonya etnik temizliği üzerine intikam tehdidinde bulununca, sadece 28-nci Tümenin Kurmaybaşkanı Ramiz Beçiroviç ve 283-ncü Dağcı Tugayın Komutanı Eyüb Goliç Srebrenica'ya döndüler. 7 Mayıs saat 02.10'da Mil Mi-8 helikopteri Živinice'den kalktı. Helikopterde ekip üyelerinin yanı sıra 19 yolcu olduğu bulunuyordu. Helikopter, Žepa bir bölgesindeki iniş noktasına yaklaştığı sırada Sırplar tarafından düşürülmüş. Žepa bölgesinde meydana gelen helikopter kazasında 12 kişinin öldüğü ve 10 kişinin de hafif yaralandığı bildirildi. Hayatta kalanlar Beçiroviç, Goliç ve Çardakoviç ise, kazanın nasıl gerçekleştiğini bir türlü açıklayamamaktadır. Kaza nedeniyle Boşnak hakimiyetindeki bölge'nin Srebrenica/Jepa ile ulaşımı kesildi. Öylece Beçiroviç ve Goliç, Sırp saldırısı karşısında 5.500-6.200 kişilik tümene birden komuta etmek zorunda kalmış iken, Naser Oriç ve 15 subay Tuzla'da bulunuyordu.

3- 1 Mayıs 1995'de, Hırvat kuvvetleri, Batı Slavonya'ya saldırdılar. 1992 Şubat ayında BM GK'i UNPROFOR askerinin, "Birleşmiş Milletler koruması altındaki üç bölge" olan Doğu Slavonya, Batı Slavonya ve Krayina'ya gönderilmesi kararını aldı. Ancak, Batı Slavonya korumakla görevli UNPROFOR kuvvetleri, Sırpları korumamış, aksine Sırplardan Hırvat saldırısı haberini saklamışlar. Arjantin, Nepal ve Ürdün taburları, saldırıları konusunda birçok saat önceden uyarıldıkları için, askerî operasyon sahasından başka yerlere kaçtılar. Batı Slavonyalı Sırp güçleri hain saldırıya karşı ciddi bir direniş gösteremedi ve bozguna uğratıldı. Çok kısa bir süre devam eden "sınırlı polis harekâtı" sonucu 454 kadar öldürülmüş ve 18.000 kadar Sırp yerinde edilmişti. Batı Slavonya'dan sürülen Sırplar da Sırp Cumhuriyeti'ne yerleştiler.
Temmuz ayı ortasında ise Sırp Cumhuriyeti Parlamentosu Başkani Momçilo Krayişnik (Momčilo Krajišnik), BM koruması altındaki Srtebrenica'nın alınmasının UNPROFOR tarafından koruma altına alınan Batı Slavonya etnik temizliğinin intikamı olduğunu belirtti.

4- 28 Şubat'ta "Bosna-Hersek'te uçuş yasağını" ihlal eden 4 Sırp uçağı, Robert G. Wright ve Scott O' Grady'nin yönettikleri 2 Amerikan F-16 uçağı tarafından düşürüldü. ABD'nin saldırısı sonucunda üç Sırp pilot öldü. 10 ve 11 Nisan 1994 tarihlerinde, NATO iki havadan destek operasyonu düzenleyerek Gorajde "güvenli bölgesi"nin çevresindeki Bosnalı Sırp tanklarını ve birliklerini bombaladı. 5 Ağustos ve 22 Eylül 1994 tarihlerinde, NATO uçakları Saraybosna bölgesindeki Bosnalı Sırp mevzilerini de bombaladı. 21 Kasım 1994'te NATO uçakları BM tarafından "güvenli bölge" ilan edilmiş olan Bihaç'ı korumak üzere Krayina'daki Sırp üslerine akın yapmış ve Udbina Havaalanı'nı yoğun bombardıman etmişlerdir. 22-23 Kasım 1994'te, NATO uçaklarının Bosanska Krupa, Dvor-na-Uni ve Otoka'daki Sırp mevzilerini bombaladıkları ve bu saldırının UNPROFOR'un isteği üzerine gerçekleştirildiği belirtiliyor. NATO'nun hava saldırısı, Krayina Sırp, Müslüman özerklikçi ve Bosna Sırp güçlerinin Bihaç, Cazin ve Velika Kladuşa'ya doğru ilerlemelerine mani olamadı. Krayina Sırplar için Bihaç "güvenli bölge"si sırtına takılı bıçaktı. Savaş süresince Sırplar ve Müslüman özerklikçileri, kuşatılmış 5-nci kolordu kuvvetlerini imha edip Krayina'nın cephe gerisinin güvenliğini sağlamak ve Batı Bosna Müslüman bölgesi üzerinde iktidarı Fikret Abdiç'e devretmek amacını gütmüşlerdir. Bihaç'ın düşmesi tehdidi Amerikalıları endişelendirdi. Atif Dudakoviç (MPRI ile işin sorumlusu Bosna-Hersek Ordusu'in kilit adamıdır) ve 5-nci kolordu durumunun umutsuz olduğunu gören Amerikalılar, stratejik kent olan Bihaç'ı kurtarmak maksadıyla ABD eski başkanı Jimmy Carter'i "arabulucu" olarak Bosna'ya gönderdi. 19 Aralık 1994'te Sırp Cumhuriyeti'nin başkenti Pale'de Radovan Karaciç ile görüşen Jimmy Carter resim, Bosnalı Sırpların barış istediklerini ve barış için öne sürülen şartları yerine getirdiklerini belirtti. "Barıştırıcı" Carter, NATO'nun artık tarafsız olacağına ve hiçbir hava saldırısı olmayacağına dair vaatlerde bulunuyordu. Carter "gönüllü arabuluculuk" yapmaya gittiği Bosna-Hersek'te ülke çapında ateşkes ilan edilmesi için Boşnak ve Sırpları ikna ettiğini ekledi. Karaciç de, Carter'in vaatlerine inandı. Ve bu nedenle 31 Aralık 1994'te Bosna-Hersek'te Sırplar ve Boşnaklar arasında 4 ay süreli ateşkes anlaşması imzalandı. İmzalanan anlaşması uyarınca Bosna Sırp kuvvetleri Bihaç'tan çekildi.
Aslında, savaş başladığından beri Boşnak yanlısı tutum takınan Amerikalıların tarafsızlık içinde bulunmak gibi bir niyeti hiçbir zaman olmadı. 25 ve 26 Mayıs 1995'te NATO uçakları, UNPROFOR istihbaratı verilerine dayanarak Pale çevresinde iki Sırp cephaneliğini bombaladı. NATO'nun saldırısı ve UNPROFOR'un casusluk faaliyeti Sırpları kızdırdı. Sırplar misilleme olarak 284 BM askerini ve gözlemcisini esir aldılar, esirler cephaneliklerin kapılarına, köprü ayaklarına ve bombalanması muhtemel yerlere zincirlendiler. NATO başka bir saldırı yaparsa ellerindeki esirleri öldüreceklerini söylediler. (Ayrıca, 2 Haziran'da Sırplar tarafından güncellenerek kullanılan SA-6 sistemi, Scott O' Grady'nin F-16'sını da düşürmüştü. Yüzbaşı O'Grady, altı gün boyunca Sırp sahasında saklanmış ve Amerikan denizcileri tarafından kurtarılmıştır). NATO ve BM'nin haftalar süren bu aşağılanması en başta Fransa olmak üzere birçok ülkede tepkilere yol açtı. Fransa kamuoyunda tepkilerin daha çok olması Sırpların esir aldığı bu askerlerin çoğunluğunun Fransız olmasındandı. Fransa hükümeti krizin son bulması için Eski Yugoslavya'daki UNPROFOR'un Komutanı Fransız General Bernard Janvier'den elinden geleni yapmak istedi.
Sırpları kaygılandıran bir sorun vardı: tıpkı Gorajde, Saraybosna ve Bihaç'a saldırı durumunda gibi Sırp Srebrenica ve Jepa'ya saldırısı durumunda NATO'nun güç kullanabilmesidir. 4 Haziran 1995'te Janvier Ratko Mladiç'le Zvornik'te görüştü. Sırpların esir aldıkları askerlerin serbest bırakılmasına karşılık gelecekte Sırplara karşı hiçbir NATO hava saldırısı olmayacağı teklifini yaptı. 9 Haziran'da Split'te Bernard Janvier ve Bosna'daki UNPROFOR'un Komutanı İngiliz General Rupert Smith ile görüşen BM Genel Sekreterinin Yugoslavya'daki Özel Temsilcisi Yasuşi Akaşi bu anlaşma onayladı.Akashi kamuoyuna yaptığı açıklamada BM'in barışı koruma ilkelerine kesinlikle uyacağını söylemekteydi, diplomatik bu ifadenin normal dildeki karşılığı UNPROFOR'un artık Sırplara karşı bir saldırı için NATO'yu izin vermeyeceği idi. Akashi'nin "tarafsızlık" garantisi, kışkırtma niteliği taşıdığından Sırpların Srebrenica'ya saldırmasının yolunu açtı.
7, 13 ve 18 Haziran 1995 tarihlerinde, Bosnalı Sırplar tarafından, rehin aldıkları BM görevlileri serbest bırakıldı.
AhmetKIRIM
AhmetKIRIM
Administrator
Administrator

Erkek Kayıt tarihi : 30/09/09
Mesaj Sayısı : 36

http://www.kapali.yetkinforum.com

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Srebrenitza Katliamı Empty Geri: Srebrenitza Katliamı

Mesaj  AhmetKIRIM Cuma Kas. 20, 2009 10:40 pm

Sonraki olaylar ve sonuçlar

1- 28 Temmuz'da Bosnalı Hırvatlar, Jepa bir bölgesine başında Ratko Mladiç'in bulunduğu Sırp kuvvetlerinin yığmasından istifade ederek Bosanski-Grahovo ile Glamoç'u ele geçirmiş ve Banya Luka-Knin yolunu kesmişti. 4-22 Ağustos 1995 tarihlerinde ise Hırvatistan Ordusu, Bosna-Hersek ordusunun 5. kolordusu ve NATO’yla işbirliği içinde, Fırtına Harekâtı düzenleyerek, Krayina Sırp Cumhuriyeti ve Batı Bosna Cumhuriyeti imha etmiştir.

2- ABD ve İKÖ tarafından Boşnak-Hırvat Federasyonuna silah ambargosunun fiilen kaldırılmıştır.

3- Alman askerleri savaşa katılmak için Almanya'dan dışarıya gönderilmiştir (İkinci Dünya Savaşı'ndan beri geçmişte emsali olmayan bir olaydır).

4- Batı medya Boşnak Soykırımı iddialarını anti-Sırp propagandasında (BM Barış Gücü "koruması" altındaki Batı Slavonya ve Krayina etnik temizliğinin sükûtla geçiştirilmesi, Sırp Cumhuriyeti'ni bombardıman etmesi için bahane, Sırbistan'ı bombardıman etmesinin ve Kosova’nın işgali haklı gösterilmeleri vbz.) kullanmaktadır.

5- 20 Eylül 2003 ABD eski Başkanı Bill Clinton, Srebrenica katliamı anısına, Potoçari'de anıt bir mezarın açılışını yaptı. Sırp Cumhuriyeti kontrolü altındaki bölgede yapılan anıtın açılışına 20 binden fazla kişi katıldı. Clinton, katliamın sorumlularının yakalanması çağrısında bulundu. Törende toplanlar, Clinton’un üç yıl süren Bosna Savaşı’nın Kasım 1995’te sona ermesindeki rolüne değindi. Konuşmanın ardından, kazı yapılan toplu mezardan çıkarılan, 16 ile 75 yaş arasındaki 106 kişiye ait naaş toprağa verildi.
AhmetKIRIM
AhmetKIRIM
Administrator
Administrator

Erkek Kayıt tarihi : 30/09/09
Mesaj Sayısı : 36

http://www.kapali.yetkinforum.com

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön


 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz